Erkekler kadınlardan farklı olarak çok ileri yaşlara kadar üreme işlevlerini sürdürebilirler ve çocuk sahibi olabilirler. Ancak erkek yaşı ilerledikçe, genellikle 40’lı yaşlarından itibaren, kadınlardaki kadar belirgin olmamakla birlikte üreme yeteneği azalmaya başlar. Semen volümü, hareketli sperm sayısı, normal morfolojili sperm sayısı, serum testosteron düzeyleri ve ayrıca cinsel ilişki sıklığı yaşla azalır.. Kadın yaşı ve ilişki sıklığı sabit tutulduğunda 50 yaş üzeri erkeklerin eşlerini gebe bırakma oranları 30 yaş altı erkeklerden %23-38 oranında daha düşük bulunmuştur. Ayrıca yaş ilerledikçe gebeliğe ulaşma süresi en az 4-5 kat daha uzun sürmektedir.
Erkek germ hücreleri yani sperm hücreleri oluşurken kadınlardakine göre daha çok mitotik bölünmeye ve böylece daha çok hata oluşması olasılığına maruz kalırlar. Ayrıca ileri yaştaki erkeklerin olasılıkla daha uzun süredir sigara içiyor olmaları veya toksik maddelerle daha fazla karşılaşmış olmaları sperm hücrelerinde DNA hasarı olasılığını artırır. Eldeki verilere göre ilerlemiş baba yaşı ile sayısal ve yapısal kromozom anomalileri, DNA fragmantasyonunda artış ve daha yüksek oranda nokta mutasyonu görülmektedir. Düşük oranlarında, fetuslarda nöral tüp, kalp ve ekstremite defektleri olmak üzere doğumsal kusurlarda, otozomal dominant mutasyonlarda, çocukluk çağı lösemi ve santral sisnir sistemi kanserlerinde hafif düzeyde, kondrodisplazi, şizofreni ve otizm sıklığında ise daha belirgin olan bir artış bildirilmektedir.
Ankara Tüp Bebek Merkezi diğer blog yazıları için tıklayınız.