Infertil çiftler diğerlerinden daha mı streslidirler? Eğer öyle ise, onların bu stresi kendiliğinden gebe kalmalarına ya da yardımcı üreme tekniklerinden yeterince yararlanmasına da engel olur mu? Ve rahatlama sağlanması cidden gebelik şansına bir katkı sağlar mı?

Hangi mekanizmaların kesin olarak rol oynadığı bilinmemekle birlikte, kadın ve erkelerde stresin infertileteye neden olduğu ya da infertilite tedavisinde başarıyı azaltan faktörler arasında yer aldığı genel olarak kabul edilmektedir. Infertilite tedavisi gören çiftlerde bu stresin gerekçelerini anlamak zor değildir; kadın ve erkek olarak infertil çift kendilerini eksik, şanssız, cezalandırılmış, haksızlığa uğramış, çaresiz, sorunlu ve zayıf hissedebilirler. Ek olarak bir çok tedavi prosedürlerine ve ilaçlara maruz kalmak, maddi ve manevi büyük yüklerin altına girmek, bütün bu bedellere karşılık aldığı tedavinin bir garantisinin olmaması ve tedavinin ilerleyen dönemleri ile ilgili belirsizlikler nedeniyle çiftte yoğun bir stres cevabının ortaya çıkması olağandır. Kısırlık nedeniyle infertilite kliniklerine başvuran kadınlarda son zamanlarda yapılan bir psikiyatrik değerlendirmede, kadınların % 40.2 sinde klinik seviyede anksiyete ve depresyon bulunmuştur. Bu rahatsızlıkların normal toplumda % 3 seviyesinde olduğu göz önüne alındığında, infertilite tedavisindeki kadınların ciddi ve çoğunun başa çıkamadıkları bir stres altında oldukları açıktır.

Bu nedenle tıbbın hemen her alanında olduğu gibi çağdaş infertilite tedavi uygulamalarında da stresi azaltmaya ya da kontrol etmeye yönelik bir çok yöntem tedavinin bir parçası olarak yer almaya başlamıştır.

Ankara Tüp Bebek Merkezi diğer blog yazıları için tıklayınız.